H

Havacılığa aktif olarak 1999 yılında başladım. 15 yıl olmuş… 15 yılda tanıdığım 12 kişiyi kaybetmişim. 12 iki havacıyı, 12 insanı, 12 dostumu kaybetmişim…

Bunlardan biri uçuş için İnönü’ye gelirken, birisi THY’ye iş görüşmesine giderken trafik kazasında vefat ettiler. Bir tanesi çok sevdiğim abi dediğim insandı. Bir diğeri ileride evlenirim diye düşündüğüm kız arkadaşım… Bir başkası hayranlıkla izlediğim uçuş öğretmenim. Bir diğeri ölümünden hemen önceki akşam acil durum prosedürlerine mi çalışsa yoksa çok girmek istediği polis okulu sınavlarına mı diye karar veremeyen ve bana soran paraşütçü kardeşim. Hepsinin ayrı yerleri ayrı değerleri vardı.

HER HAVACI BİRAZ DELİDİR

Bunu bilen çevremden havacı olmayanlar bana şunu söylüyor; bu işe neden devam ediyorsun? Deli misin? İnsan her seferinde devraldığı bayrağı taşımak için adım atmaya çalışınca deli mi oluyor? Öyleyse evet sevgili dostlarım ben deliyim. Aslına bakarsanız her havacı biraz delidir. Bu işin doğasında ölüm var. Havacılığı meslek olarak yapmak isteyen arkadaşlara şimdiden söyleyeyim bunu göze alamıyorsanız başka meslek seçiniz. Murat Öztürk hocamın ardından kaleme aldığım havacılık netice işiymiş başlıklı yazımı paylaşmak istiyorum. Hemen arkasından da netice işi olmaması gerektiğini anlatan bu akşam olan bir olayı aktaracağım.

HAVACILIK NETİCE İŞİYMİŞ

Geçenlerde çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir havacı olan büyüğüm Murat ÖZTÜRK Hocamın cenazesine katıldım. O gün  on dört yıl boyunca öğrenemediğime hayret ettiğim bir havacılık gerçeğini de öğrenmiş oldum. Murat Hocam, son yolculuğunda dolaylı da olsa bir ders daha vermişti. Havacılık netice işiymiş…

Bilenler bilir on dört yıl önce başladığım amatör havacılık hayatımı profesyonelleştirmeye çalışarak, yaklaşık iki yıl önce ATPL kursuna başladım. Bu süreç içerisinde gerek okul, gerek öğretmenlerim gerekse bizden kıdemli olan arkadaşlarımızın ve ailemin binbir çeşit tavsiyelerine uyarak çeşitli çalışma yöntemleri belirlemiş ve çok da başarılı olamamıştım. Her ATPL öğrencisine verilen altı sınav hakkının sonuncusuna gelmiş ve ondört dersimden sadece yedi tanesini geçmiş bulunmaktayım. Son hakkımda da yedi dersten geçmem gerekiyor ki tekrar ondört dersin sınavına girmeme gerek kalmasın. Sınav için gerekli belgeleri doldurup okul götürdüğüm gün Murat Hocamın da cenaze günüydü. Okulda çok saygı ve sevgi beslediğim hocalarımdan birisi olan Ahmet ERGENE Hocam ile karşılaştık. Bana ” Biliyorsun ne kadar çalışırsan çalış başarılı olamazsan bizim için çalışmamışsın demektir. ” dedi. Gülümseyip, biliyorum dedim.

Bilmeyenler için anlatayım, havacılık kazalarında ölen havacıların cenazelerinde gerçekleşenler rutindir. tüm camia bir araya gelir. İlk karşılaşılırken sessiz ve buruk bir ifade takınılır. Aramızdan biri daha bu uğurda gitti dercesine birbirine bakınılır. Tabutun başı müsaitse – gazetecilerden fırsat kalırsa müsait olur – gidip son bir içsel vedalaşma yapılır. Sonra yine camia iki üçlü gruplar halinde cenaze kaldırılıncaya kadar kritik yapmaya başlar. Kaza nasıl olmuş, merhumun hatası var mıymış, önceki uçuşları, kaza anındaki etkenler nelermiş vs. Burada hem olay anlaşılmaya çalışılır hem de üstü kapalı eleştiriler yapılır.

Havacılıkta her kural kanla yazılmıştır sözünden yola çıkılarak yeni bir kural çıkar mı sorgulanır. Fakat sonuç genelde aynıdır. Ölen kişi ne kadar büyük işler başarsa da, havacılığa ne kadar katkı sağlamışsa da fark etmez sonuçta ölmüştür. Neticeye bakılır. Bunun neticesinde de genel de kaza raporunda da pilotaj hatası diye not düşülür. Şimdiden söyleyeyim bu kazanın sonucunda da bu not rapora düşülecektir. Nereden mi biliyorum? Havacılık tarihinde pilot ölümlü kazaların hepsinde fatura pilota kesilir. Havacılık netice işidir.

Biraz bölük pörçük anlattım. Fakat yeni başlayacak arkadaşlara ders olsun istedim. Eğer ben o kadar çalışacağım ama sonucunda başarısız olduğum zaman kimse çalışmalarımı önemsemeyecek ben bu işi yapamam diyorsanız şimdiden vazgeçin. Yine Ahmet Ergene Hocam’ ın bir sözü geldi aklıma, “Havacılığı seviyorsan hobin olsun; aşıksan işin olsun” demişti. İlk dersimizde… Yukarıda bahsettiğim sertliklere dayanmak için gerçekten de aşık olmak gerekiyor. Başka türlü çekemezsiniz.

Tekrar kendime dönersem, iki yıllık çalışmanın sonucunda belki de tekrar ondört dersten sınava girmem gerekecek. Geçtiğim derslerden hiç geçmemişim gibi muamele göreceğim. Ailemin, arkadaşlarımın, sosyal çevremin gözünde iki yıl yatmış, çalışmamış gibi görüleceğim. Hatta adam ondört yıldır havacılığın içinde aktif bulunmuş ama bir işe yaramamış denilecek. Belki de bizleri en çok yıpratan şey budur. İşin özü bizim meslekte hatice değil netice önemliymiş. Havacılık netice işiymiş. Bu dersi anlamama yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim; Ahmet Ergene Hocam. Teşekkür ederim; Murat Öztürk Hocam. Toprağın bol olsun; seni hiç unutmayacağım…

HAVACILIK NETİCE İŞİYMİŞ İLE KALMAMALI

Eve geldiğimde yazılarımı takip eden sevgili okuyucum Ömer Enes’in güzel ve samimi mesajı ile karşılaştım. Bakın neler demişti;

Hocam ben biraz kötüyüm muhtemelen duymuş okumuşsunuzdur Van’daki hava parkı kurucumuz Ferhat Binici hocamız.. Sizden isteğim bizlere hava parkı projesini canı gönülden kanımıza hedef olarak işleyen insanlar sizlersiniz. Eminim düşünmüşsünüzdür ama söyleyip içimi rahatlatmak istiyorum hocam o park öylece kalakalmasın lütfen hep birlikte destek olalım siz kaleminizle destek olabilirsiniz bir başkası maddi, biz öğrenci adaylar enerjimizle…

Ferhat Binici’nin eseridir Ömer’deki bu havacılık aşkı ve enerjisi… Murat Öztürk’ün, Metin Özbey’in, Ferdi Ağabeyimin, Altan’ın, Neslihan’ın, Canan’ ın Semih’ in ve daha birçoklarının mirasıdır. Onlar taşıyabildikleri kadar taşıdılar ve artık Ömer ve Ömer gibi daha nicelerinde bu görev…

Benim gibi havacılık yazarları da bayrağı taşımanın yanında sizlere olanı biteni duyurmaya, düşüncelerimi paylaşmaya devam ederek devam ettireceğiz bu mirası… Bize hep havacılık netice işi ve kurallar kanla yazılmıştı diye öğretildi. Ben de diyorum ki havacılık bayrağı devir alıp gökyüzüne çıkarmaya devam etme işidir. Umarım Ferhat Binici’nin en büyük destekçisi ağabeyi Ferhat’ın adını ve mirasını ATASOY Havaparkı ile yaşatmaya devam edecektir.

Hepiniz yattığınız yerde rahat uyuyunuz. Ömer gibi arkadaşlar sizlerden aldıkları bayrağı göndere çekmeye devam ediyor.

 

Soru, görüş ve önerileriniz için, Twitter ve İnstagram‘dan bana ulaşabilirsiniz.

E:posta: info@irfanozanongun.com

Kaynak: http://www.kokpit.aero/yildizlar-kayarken-ferhat-binici?writer=18

No related articles yet.