B

Bu hafta sosyal medyada bir arkadaşımızın nasıl ticari pilot olurum yazısına  cevap vermiştim. Cevap veren diğer arkadaşların yazılarına da baktım. Bir süre sonra cevaplar Türk Hava Kurumu’ nu eleştirmeye oradan da neredeyse mastürbasyon denebilecek düzeyde düşünmeden yazıldığını düşündüğüm satırlara döndü. En sonunda uçuş eğitimi için İngilizce bilmenin şart olup olmadığını sorguladılar… Bu hafta sizler ile bunun gerekliliğini konuşacağım.

ALMANYA’DAYIM NEDEN İNGİLİZCE KONUŞUYORUM?

Günün birisinde Frankfurt Havalimanı’nda Alman havayolları uçağının pilotu kuleden Almanca konuşarak taksi ve motor çalıştırma müsadesi istiyor. Kule, lütfen İngilizce konuşun diye uyarıyor. Pilot tekrar Almanca konuşarak aynı isteği tekrarlıyor. Kule de tekrar İngilizce konuşun diye uyarıyor.

Bu sefer pilot sinirli bir ses tonuyla İngilizce konuşarak, Almanya’ da bir Alman havalimanında, Alman şirketin uçağında uçan bir Alman’ım. Neden İngilizce konuşmam gerekiyor? diye soruyor. Kule cevap vermeden önce araya giren İngiliz havayolları uçağı pilotu, “Çünkü savaşı kaybeden taraftasın” diyor.

Üzerinde oldukça düşündürücü olan bu fıkra tadında kısa hikayeyi birkaç yıl önce uçuş eğitimiyle ilgili bir kitabın içerisinde okumuştum. Günümüzün Lingua Franca’sı yani baskın dili, ister kabul edin ister etmeyin ama İngilizce.

Bunun başlıca sebepleri, sanayi devrimi ile başlayan İngiliz sömürgeci yayılma politikaları ve sonrasında gelen dünya savaş zaferleridir. Günümüzde havacılığın ortak konuşma dili de bu sebeplerden kaynaklı olarak İngilizce kabul edilmiştir. Tabi ki buna Almanca veya Fransızcaya göre daha kolay öğrenilmesini de eklemek lazım…

EĞİTİMLER VE SINAVLAR HANGİ DİLDE YAPILIYOR?

Ticari pilot eğitimleri temel olarak havayollarına pilot yetiştirdiği için İngilizce çok önemlidir. Uluslar arası hava sahalarında her zaman İngilizce konuşulur. Bunun bir getirisi olarak da sınavlar İngilizcedir. Buna bağlı olarak dersler ve ders kitapları da İngilizcedir.

Eğitim ve sınavlarda kullanılan İngilizceyi anlayabilmek ve sorulara yetkin cevaplar verebilmek için en azından ortanın üzerinde yani upper intermeidate tabir edilen seviyede İngilizce’ye sahip olmanız gerekmektedir. Daha yukarı seviyelerde İngilizce’ ye sahip olanlar derslerde ve sınavlarda daha da rahat etmektedir.

ŞART MI BU İNGİLİZCE?

Uluslararası Sivil Havacılık Otoritesi’ ne göre ülke otoriteleri sınavlarını kendi ülke dillerinde yapabilirler fakat Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü pilot lisans sınavlarını İngilizce yapmaktadır. Bunun en büyük sebebi sanıyorum uluslararası alanda geçerli dilin bu olması ve buna uygun pilotların yetişmesini sağlamak. Ben de İngilizce olmasından yanayım.

Yıllardan beri süre gelen bizim ülke pilotları da dahil pek çok ülkenin pilotlarının İngilizce problemleri yüzünden pek çok uçuş emniyetini bozan olay meydana geliyor. Bunun üzerine ICAO İngilizce seviyesini ölçümlendiren bir sınav sistemi geliştirdi. Sky Talk tabir edilen havacılık İngilizcesinin kalıpları dışına çıkıldığında pilotların neler yapabildiğini, İngilizceyi nasıl ve ne kadar kullanabildiklerini ölçümlendiren bu sınava “ Level ” sınavı deniyor.

Ülke sınırları dışında ya da Avrupa birliği hava sahasında uçmak isteyen her ticari pilot bu sınavdan geçer seviye notunu almak zorundadır. 6 seviyeden oluşan bu sınavda geçer not için en azından seviye 4 derecesinde İngilizce bilginiz olması gerekiyor. 4. Seviye her 3 yılda bir, 5. Seviye 5 yılda bir sınava tekrar girerken; 6. Seviye de İngilizce bildiğini ispatlayan pilotların artık hayat boyu İngilizce seviye sınavına girmeleri gerekmiyor.

SEN HANGİ LEVEL’SIN?

Tabii bu sınavla birlikte yine şehir efsaneleri çıkmaya başladı. “ X ” ülkesi pilotlarına otoriteleri tarafından hemen 6 verilmiş. “ Y ” ülkeden rüşvetle  6 seviyesi belgesi alınıyormuş.

Anlamadığım nokta şu bu gibi kolaya kaçma noktaları aramak yerine neden İngilizce çalışmıyoruz. Herkesi cebinde olan akıllı telefonlar için yüzlerce Level sınavı çalışma ve test etme uygulamadı mevcut. Bugün kolaya kaçarsınız fakat ileride yabancı bir hava sahasında tek ortak diliniz olan İngilizce konuşmanız gerektiğinde ve acil durum yaşadığınızda hayat o kadar da kolay olmayacaktır.

EĞİTİM ALMAK İSTEYEN ARKADAŞLARA TAVSİYE!..

Uçuş eğitimi alan ya da almak isteyen arkadaşlar İngilizce’de ki en büyük problemlerden birisi de değişik ülkelerin aksanları… Bu yüzden sizlere internetten, video sitelerinden ve canlı radar izleme ve dinleme sitelerinden bol bol yabancı ülke uçuş ekiplerinin konuşmalarını dinlemenizi hatta yapabilirseniz söyledikleri şeyleri tekrar etmenizi tavsiye ederim. Ben bu şekilde yapıyorum. Çok fazla da faydasını gördüm. İngiliz ya da Amerikan aksanı yapacağım diye de kendiniz zorlamayın. Tanıştığım ve konuştuğum bir İngiliz pilotu bana Avrupa’ da ki ve dünya da uçtuğu bölgelerdeki en anlaşılır aksanın Türklerin aksanı olduğunu söylemişti. Aksan taklidi yapmadan düz konuşun onlar bizleri anlıyor.

RUS PİLOT ORTALIĞI BİRBİRİNE KATTI!..

Öğrenim gördüğüm uçuş okulunda P.I.C ( Pilot in Command ) denilen yalnız uçuş safhalarımdan birisinde Tekirdağ seyir-ü  seferi sırasında rotam Çorlu kontrol sahası kenarından geçiyordu. Çorlu frekansından aksanından Rus olduğu çok açık belli olan bir Antonov pilotu Çorlu ile temasa geçerek; “Antonov, 3000 feet at North In-Bound and 10 Miles” dedi. Yani Antonov 3000 feet yükseklikte ve 10 mil mesafede kuzeyden yaklaşıyorum dedi.

Cevaben, kontrol kulesindeki arkadaşlar da yaklaşmaya direkt alçalarak devam etmelerini iniş izini için beklemede kalmalarını söyledi. Tam bu esnada yaklaşık 5 mil önümde 1500 feet kadar üzerimde bir kargo uçağı iniş takımlarını açarak iniş için alçalmaya başladı. Fakat bir terslik vardı. Ben meydanın güneyindeydim. Telsiz frekansında ise güneyden yaklaşan ve iniş izini isteyen bir uçak olmamıştı. Güneyde benim olduğum bölgede sadece değişik uçuş okullarından değişik tipte uçaklar uçuyordu. Tam durumu bildirecektim ki uçuş okuluma ait başka bir uçaktan bir hocamız Antonov’ un kuzeyden değil güneyden geldiğini bildirdi. Kule Antonov ile temasa geçti. Tabir- i caiz ise fırçayı hem İngilizce hem de Rusça kaydı. Rusça bilmiyorum ama fırça attığını ses tonundan anlayabiliyordum. Pilot özür diledi. Bu arada fırçadan önce güneyde bulunan eğitim trafiklerinin kaçınma ve farklı noktalara yönlendirmeleri de yapılmıştı. Sadece bu örnekle bile İngilizce’ nin ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz. Büyük bir facia yaşanabilirdi.  Çorlu kuledeki arkadaşların Rusça bilmeleri de beni ayrıca şaşırtmış ve mutlu etmişti.

AMATÖR PİLOTLAR İNGİLİZCE BİLMELİ Mİ?

Geçen haftaki yazıma bir okuyucumuz yorum yaparak amatör pilot diye bir kavram olmadığını dile getirmiş. Çok şaşırdım. Amatör pilot demek acemi pilot demek değildir. Yaptığı uçuşlardan para kazanmayan pilotlara amatör pilot denir. Para kazanmadan uçuş yapan, tüm genel havacılık pilotları, sportif havacılık pilotları amatör pilotlardır.

Amatör olmak muhteşem bir şeydir. Bu işi para için değil aşık olduğumuz için yaparız. Çeşitli sebeplerden dolayı ben aşık olduğum işi artık profesyonel olarak yapmaya karar verdim. Ticari uçuş eğitimi almaya başladım. Tek umudum ticari faaliyetlerimi gerçekleştirirken içimdeki amatör havacılık ruhunu kaybetmemek. Peki, amatör pilotlar İngilizce bilmeliler mi? Bana sorarsanız bilmemiz gerekiyor. Eğer uluslar arası sahalarda, başka ülkelerde uçuşlar yapmak istiyorsak kesinlikle bilmemiz gerekiyor. Bir dil bin insan demiş atalarımız.

HAVACILIKTAKİ İLK İNGİLİZCE DENEYİMİM!..

Yazılarımı takip edenler ya da beni tanıyanlar uçuş hayatıma on altı yaşımda Türk Hava Kurumu’ nun Eskişehir İnönü ilçesinde başladığımı biliyorlardır. On altı yaşımda o kampa ilk adım attığımda ben ve benim kuşağımdaki tüm gençlerin hayali olan TOP GUN filmi etkisine girmiştim. Hatta bazı arkadaşlarımın telsiz de konuşmalarını yaptıktan sonra telsiz efekti gibi kıııışşşşşşşk diye sesler çıkardığını bile hatırlarım.

Eminim bu satırları okurken gülüyorsunuzdur. Hocalarımız da bunu yapan arkadaşı tespit ettiklerinde çok gülmüşlerdi. İnanın o zamanlar bize çok normal geliyordu. THK da son yıllarda değil de önceki dönemlerde eğitim alanlar iyi bilirler; kurumun Osmanlı’ nın son dönemlerinden gelen gelenekçi yapısı nedeniyle öyle uçuşlarda İngilizce falan değil has Türkçe konuşulurdu. Uçak değil Tayyare, Tow uçağı değil, römork tayyaresi hatta planöre süzülgeç diyen büyüklerimiz bile vardı.

Bazı hocalarımız pilot demez uçman adayısınız derlerdi. Gerek ortam ve gelenekler gerekse hocalarımızdan dinlediğimiz hikayeler ile biz de ortalarda Osmanlı Pilotuyuz diye dolaşan tiplerdik. Fakat bir terslik vardı. Ben ve birkaç arkadaşım TOPGUN etkisindeyken böyle bir Türkçe ve eğitim ile kültür şokuna girmiştik. Karar verdik. Yalnız uçuşlarımız da havacılığın dili olan İngilizce konuşacaktık. O zaman daha lise talebesiyiz ve İngilizcemiz de orta seviye de ya var ya yok. Kalıpları ezberledik senaryo kafalarda hazır. Yalnız uçuşum geldi çattı.

Benim yalnız uçuş kontrolümü yapan İsmail KEREMOĞLU hocam telsizin başında bekliyor. Ben hafif çekinerek İngilizce yalnız öğrenci uçuşa hazır dedim. Efsanevi vinç operatörümüz Şeref Abi’ miz İngilizce karşılık verdi. Çekişe başladı. İlk yalnız uçuşuma başlamıştım. Hem de İngilizce konuşarak başlamıştım. Artık resmen TOP GUN gibi hissediyordum kendimi kimse de kızmamıştı telsizden…

Bundan sonra yapılacak tek şey yaklaşma ve iniş isteğindeki ezberlediğim kalıp cümleyi söyleyerek gelecek olan onay ve rüzgar durumunu aynen tekrar etmek diye düşünüyordum. Ben kalıbı söyledim. İsmail Hocam telsizden ROGER ( Racır ) dedi. Bilmeyenler için söyleyeyim. ROGER havacılıkta tamam anlamında kullanılan İngilizce bir terimdir. Havacılıkta tekrar edilen ve edilmeyen direktifler vardır. ROGER tekrar edilmeyen direktiflerdendir. Fakat ben ezberimde bana söyleneni tekrar etmek üzerine hazırlamıştım kendimi ve ben de ROGER dedim. Hocam tekrar ROGER dedi. Ben de tekrar ROGER dedim. Hocam da ROGER, ROGER dedi ve telsizden bir kahkaha koptu. İnince tebriklerin arkasından İsmail Hocam beni kenara çekip, istekli olman çok güzel bir şey ama havacılıkta ezbere iş yapılmaz bugün komik duruma düşersin güleriz başka zaman sana ve taşıdığın yolcuların başına ezbere iş yaptığın için ciddi bir şey gelir kimse gülmez herkes kan ağlar demişti.

Tam kelimeler böyle olmasa da bana anlattığı şey buydu. Bana o zaman belki de en önemli derslerden birisini verdi. Otur ve çalış. İngilizce’ yi iyi öğren çünkü insanları hayatları bir noktaya geldiğinde senin İngilizce bilme seviyene bağlı olacaktır.

ÇUVALDIZ BİZE; İĞNE BAŞKALARINA…

Bu kadar açıklama ve çuvaldızı kendimize batırmadan sonra iğneyi de başkalarına batıralım. Havayollarındaki arkadaşlarımdan da duyuyorum.  Ülkemizde uçan yabancı pilotlar hiçbir şekilde Türkçe bilmiyorlar hatta öğrenmeye bile tenezzül etmiyorlarmış.

Yurtdışında uçan Türk pilotlardan öğrendiğim kadarıyla başka ülkelerde çalışmaya gittiğinizde çoğu zaman havayolu şirketi ya da otorite size oranın dilini ve gelenek göreneklerini anlatan bir doküman veriyor ve test ediyormuş. Biz de neden böyle bir durum yok gerçekten merak ediyorum. Örneğin yabancı pilotlara her yıl Türkçe seviye sınavı yapılsa ve ilerleme olup olmadığına bakılsa iyi olmaz mı?

Türkçe bilmeleri gerek uçuş ekipleriyle olan CRM gerek ise yolcular ile olan iletişim ve empati kurmada da çok işe yarayabilir. Uçuş emniyetine eksisi değil artısı olacağına inanıyorum. Örneğin sözleşmelerini yenilemeleri bu seviye testlerinde gösterdikleri ilerlemelere bağlı olarak yapılabilir. Buradan ilgili otorite ve yöneticileri bu konu üzerinde düşünmeye çağırıyorum.

 

 Soru, görüş ve önerileriniz için, Twitter ve İnstagram‘dan bana ulaşabilirsiniz.

E:posta: info@irfanozanongun.com

 

Kaynak: http://www.kokpit.aero/index.php?route=article/article&writer=18&article_id=4713

No related articles yet.