U

Uzun yıllardır sosyal medyada, camia da gözlemlediğim bir olgu var. Havacılar birlik olamıyor. Neden olamıyor? Neden uzaktan ahkâm kesmeye bayılıyoruz? Sizlere her zaman olduğu gibi birkaç yaşadığım ve de gözlemlediğim deneyimi anlatacağım. Bu soruların cevaplarını da kendinizin vermenizi isteyeceğim.

DENEYSELCİLER ve HAVA PARKLARI NEDEN BİRLİK DEĞİL?

Bundan yaklaşık on yıl kadar önce internet üzerinde bir e-posta grubu aracılığıyla deneysel hava araçları üzerine bir gruba üye olmuştum. Başlarda on iki on üç kişilik bu grup zaman içerisinde daha da büyüyerek bünyesinde işinde uzman havacılardan oluşan hatta bir kaçı deneysel hava aracı yapmış ya da yapmakta olan bir grup haline gelmişti. Yaklaşık bir buçuk yıllık yazışmanın ardından grubun yöneticisi olan ağabeyimiz bizi yurtdışında yaşadığı yere çok yakın bir yerdeki deneysel havacılık fuarına davet etti.

Türkiye’ den yaklaşık 10-12 kişi giderek orada buluştuk. En gençleri bendim. Gündüzleri fuarda akşamları ev sahibimizin evinde Türkiye’ de bu iş nasıl yapılır? Nasıl bir oluşum altında olmalıdır gibi konuları tartışıp, oradaki model ülkemizde uygulanabilir mi gibi konular üzerine konuşuyorduk.

ŞOK EDEN TEKLİF

Sohbet sırasında bana adeta tokat gibi gelen bir cümleyi o masada işittim. Masadaki ağabeylerimizden birisi “Bu yasal işlemleri şimdi çıkartmayın ben yaptığım hava aracını bitireyim sonrasında çıkartın” dedi!

Tabii tartışmalar devam etti ve birliğe varılamadı. Ertesi gün hangarının önünde ev sahibimizle otururken bana sence bu iş bizim ülkemizde olur mu diye sorduğu zaman bir geceki cümleyi anımsayarak (kendimi ihanete uğramış hissetmiştim ) ‘olmaz’ demiştim.

On yıldan fazla zaman geçti hala daha birileri çalışma yaptığını söylüyor ama herkesten gizli tutuluyor. Sorduğunuz zaman gizli değil diyorlar ama az sabır diyorlar.

BİZİM DNA’LARIMIZDA BİR ARAYA GELMEK YOK!

Geçen haftalarda hava parkları üzerine bir çok yazı yazdım. Takip eden zamanlarda da istedim ki bu parklardan birer temsilcinin bulunduğu bir grup kurulsun bilgi paylaşılsın, eksikliklere ortak payda altında çözümler üretilsin. Fakat yılların tecrübesi olan kişilerin birbirleri ile olan ikili husumetleri yüzünden iki kişinin bir araya gelemeyeceğini görünce vazgeçtim.

İki amatör havacı, ikisi de deneysel havacılık üzerine çalışmalar yapmış iki büyüğümün belki de ülkedeki hava parkı problemine çözüm üretebilecek bir sinerji yaratabilecekken kişisel çatışmalar yüzünden bir araya gelemiyorlar. Şu ülkede havacılıkla uğraşana kaç kişiyiz? Aynı konuda onlarca grup kuruluyor sosyal medyada… Kendi içimizde bu kadar bölünmüşken nasıl ilerlemekten bahsedebiliriz?

BU İŞİN AMATÖRÜ, PROFESYONELİ YOK!

Amatör havacılık yıllarımdan tutun da şu sıralar profesyonel hayata geçmeye çalıştığım havacılık yıllarıma kadar duyduğum bir isimdir TÖSHİD’tir. Yani Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmecileri Derneği…

Yıllardır havacılar ikili üçlü konuşmalarda hep şundan yakınır; “Hava-İş Kanunu hazırlandı, tam meclisten geçecekti alt komisyonda döndü” İddialar hep TÖSHİD’in bu engellediği yönündedir.

Bunlar sektördeki hemen herkesi duyduğu dedikodulardır. Asılları var mıdır yok mudur bilemem. Fakat şunu söyleyebilirim. Sevgili büyüklerim ve arkadaşlarım diyelim ki gerçekten bu olay gerçek o zaman neden karşı bir lobi yapılamıyor? Neden havacılar birlik olamıyor?

Meslek kuruluşlarımız var. TALPA var. PİLVAK var. Kaç kişi üye bu kuruluşlara? Hep yakınılıyor. Deniyor ki, TALPA’nın tek yaptığı yılda bir yemek düzenlemek. Sormak isterim, kaç kişi üye oldu da TALPA’da çalışma yaptı? PİLVAK’a sektörün bakışı “Lisans sigorta kaybı parası alınan bir kuruluş” Bu mudur sadece PİLVAK? Bu mudur sadece TALPA? Tabii ki değil!

ÜYE OLMADAN, BİR ÇALIŞMA YAPMADAN NASIL OLACAK?

Hiç birine üye olmadan, hiç birinin kapısını çalıp da ben ne yapabilirim demeden ikili üçlü sohbetlerde kendi meslek kuruluşlarımızı yerden yere vurarak ne elde edebileceğiz ya da ne elde etmeyi umuyoruz bilmiyorum.

Bu kuruluşlar hepimizin ve lütfen bunlara sahip çıkalım. O iddia edilen lobi faaliyetlerinden madem şikayetçiyiz; o zaman bizlere de düşen kendi kuruluşlarımıza sahip çıkmaktır diye düşünüyorum. Öyle klavye başından şöyle olmalı, böyle olmalı demekle ne yazık ki taş üstüne taş konulmuyor!

HAVACILIK NEZAKETİ

Benim anne ve babam emekli gazeteci. Babam pilot olmak istemiş. Ama tek çocuk olduğu için ailesi izin vermemiş. Fakat içindeki havacılık aşkını çok küçük yaşlardan beri bana aşıladı. İlk maket uçağım THK’nın lastik motorlu maket uçağıydı ve babamla hobi fuarından dört yaşımdayken alıp yapmıştık. Daha doğrusu o yapmıştı ben sadece izlemiştim…

O zamanlar bana her zaman havacıların nezaketinden, şövalyeliğinden bahsederdi. Ben de bu nezaketi ve duruşu bir düstur haline getirmeye çalıştım. Sonrasında on altı yaşımda THK’ya gittiğim zaman da eski hocalarımızda bu düsturun eğitimini de pekiştirerek aldık.

Ne yazık ki havacılık nesilden nesile aktarıldıkça bu havacılık duruşunun, düsturunun yavaş yavaş yok olduğunu görüyor ve üzülüyorum. 1935’lerde rahmetli Sabiha GÖKÇEN Hocaların, Cemal UYGUN zamanlarına bakıyorum bir de şimdiye bakıyorum. Bu bozulma ne zaman ve nasıl oldu bulamıyorum.

BİR PİLOT ADAYI BUNU YAPMAK ZORUNDA MI?

Ankara’da sınava giriyoruz. Akşam son gün çıkarken bir de bakıyorum bekleme alanı (yani pilot adaylarının sınav için bekleme alanı) şehir çöplüğü gibi…

Arkadaşlar bu mudur bize yakışan? Toplumda örnek kişiler olmamız gerekirken bizler böyle yaparsak; millet ne yapsın? Buradan söylüyorum kimse bana gelip de SHGM bize adam gibi davranmıyor demesin lütfen…

Sen iki adım ötedeki çöpe çöpünü atamıyorsan, sana ayrılan yeri çöplük gibi bırakıyorsan ev sahibinde sana ona göre davranır. Fakat bu bozulmalar bizim kuşağımızdan önce başlamış.

Bakınız senelerin havacısı ve öğretmeni Bora AYYILDIZ’ ın kaleminden başına gelenler;

Meslekte saygı ve meslek etiği gereği olan alışılagelmiş yürekten değer bilme halleri ne yazıkki süratle kayboluyor. Çok üzüldüğüm bir iki basit örneği hatırlamak acı veriyorsada paylaşmadan edemiyeceğim. Çanakkale’de zeytin ilaçlaması yapıyoruz, aynı dönemde THK yangın ekibi de orada. Hava bozuk ve yağış var. Kapalı mekan olan eski DHMİ yolcu salonunu yangın ekibi kullanmakta. Liderleri de öğrencilerimden biri. Dışarısı iyice soğul ve rüzgarlı olduğundan makinistimle birlikte salona gittk selamlaşıp bir yere oturduk. Hizmetlerinde çalışan adam aynı zamanda bizim bekçimiz. Bir süre sonra hazırladığı çayları dağıtırken bizede ikram ettiği anda ortalardan bir yerden yeni yetme (pilotlardan biri) “Kaldır o iki çayı, parası bizden çıkıyor!” diye adamı azarladığı anda öğrencim olan kendini bilmez de hiç tepki vermediği için usulca salonu terk ettik

Yine bir başka dönem, iki firma ve dört uçakla Çanakkale meydanından devlet zeytin mücadelesinde çalışıyoruz, iş yoğun ve ikmaller o zaman oldukça küçük olan  aprondan yapılıyor. THK’ nın Cessna 421 kurye uçağı geldi. Apronda geniş bir park sahası olduğu halde tek uçağın geçebileceği piste bağlanan taksi yolunun ortasında durdu. Bir süre sonra ikmali biten uçaklar ile piste çıkmak için hareket ettik. Park eden Cessna 421 de tık yok . Makiniste haber yolladık. “Efendim, pilotlar uçağı kilitleyip şehre gittiler” diye cevap aldık. Yüklü uçaklar ile toprak zemine inmek mümkün olmadığından mecburen uçuşları paydos etmek zorunda kaldık. Bu adam da bizlerden hayli sonra yetişen ve ‘ne oldumcuk’ havalarda ortada dolanan kompleksli bir yeni yetme idi.

NE YAPMALIYIZ?

Tüm yazılarımda da dediğim gibi havacılığın gerektirdiği gibi davranmalıyız. Çuvaldızı kendimize iğneyi başkalarına batırmalıyız. Nezaketi elden bırakmadan birlik olmalıyız. Hepimiz havacılık adına bir şeyler yapmak istiyoruz. Kişisel çatışmaları kenara bırakıp ülkemiz için; gelecek nesiller için en iyisini yapmalıyız. Havacılık, pilotluk kisvesini sadece toplumda öne çıkmak için kullanmak yerine bu kavramların gerektirdiği gibi hareket ederek toplumda örnek birer vatandaş olmalıyız. Ben bunca yıl büyüklerimden bunları öğrendim. Fakat görüyorum ki yavaş yavaş bu duruş, bu kavramlar içi boşalır hale geliyor.

Yapmayın. Etmeyin. Hepimiz aynı gökyüzünde yer alıyoruz. İleride hiç birimiz “istikbal göklerdeydi ama biz mahvettik” demeyelim.

 

Soru, görüş ve önerileriniz için, Twitter ve İnstagram‘dan bana ulaşabilirsiniz.

E:posta: info@irfanozanongun.com

Kaynak: http://www.kokpit.aero/irfan-ozan-ongun-klavye-havacilari?writer=18

No related articles yet.