Birkaç yıldır moda olan iş garantili pilotaj eğitimi ilanlarını görenleriniz çoktur. Son zamanlarda gördüğüm kadarıyla sektörün dışındakileri tenzih ederek konuşuyorum ama sektörün içinden de arkadaşların bu ilanlara inanmaları ve bunlara göre konuşmaları beni oldukça şaşırttı.
Pilotaj dediğimiz mesleğimizin insan psikolojisinden tutun da nerelere kadar uzandığını biraz bu işe ilgisi ve bilgisi olan arkadaşların hepsi biliyorlardır. Buna rağmen nasıl olur da bir üniversite mezunu arkadaşın hiçbir değerlendirme yapılmadan, deneme uçuşuna çıkarılmadan bu işe uygunluğunu garanti ederek iş garantisi verebildiğine inanıyorsunuz? Burada şirketlerin kendi ilke ve değerlerine adayın uyum gösterip göstermemesini bile hesaba katmıyorum. Eğitimlerinde çok iyi oldukları halde bu şekilde elenen onlarca arkadaşımız mevcut.
KAÇ KİŞİ VEYA ŞİRKET İKİ YIL SONRASINI GÖREBİLİYOR?
Malumunuz camiamız her ne kadar büyük gözükse de oldukça küçük ve yaşanan olayları, konuşulanları bir şekilde hepimiz duyuyoruz. Bu iş kolunun habitatından ve dünya ekonomisinin konjonktürel hareketlerinden dolayı hiç bir firma bir iki yıl sonrasına garanti veremezken; 18 ay ile 24 ay arası değişen eğitim süreleri bulunan pilotaj eğitimi için iş garantisi verilebiliyor.
Burada uçuş okullarını ya da akademileri suçlamıyorum. Etik açıdan tartışmaya açık olsa da bu kurumlar pazarlama taktiği uyguluyorlar. Burada iş satır aralarını okumakta yatıyor. Geniş açıdan düşünüp görmek gerekiyor. Uçuş okullarına başlamayı düşünen arkadaşlara bir kaç örnekle bu garantilerin aslında garanti olmadığını anlatma istiyorum. Çünkü satır aralarını okumayıp, bu iş için garantili diyerek bankalardan kredi çeken bir çok arkadaş biliyorum.
EĞİTİM SIRASINDA SAĞLIĞINI KAYBEDEN OLURSA?
Acaba bu garantiyi aldıklarını düşünenler renk körlüğünü hesaba katıyorlar mı? Renk körlüğü doğuştan değil sonradan da ortaya çıkabilen bir rahatsızlık türüymüş…. Bunun bir örneğini geçen yıllarda, önde gelen uçuş okullarından birinde o zamanın pilot adaylarından birinin başına gelmesiyle öğrendik. Sağlık muayenesini geçmiş ve bir yıl boyunca uçuşlarını muntazam olarak gerçekleştirmiş, derslerinde başarılı olan arkadaşımızın bir sonraki yıl yapılan rutin muayenesinde renk körlüğü ortaya çıkmış ve uçuşa elverişliliği iptal olmuştu.
Tüm aşamaları geçip lisansı aldıktan sonra tip eğitimi sırasında; dominant ve otoriter bir kaptana denk gelip ben emir altında çalışamam diyerek aldığı CRM derslerini hiçe sayan ve meslekten ayrılan arkadaşlarımız da mevcut.
Yine tüm aşamaları geçerek ülkenin önde gelen firmalarından birisine girmiş ve tip eğitimi sırasında kaptanın PIC yi kendisine devretmesiyle ali kıran baş kesen rolüne geçip, öğretmeni olan kaptan pilot tarafından uyarıldığında da PIC benim bana karışamazsın diyerek mesleğe ne derece uygun olduğunu ispat etmiş, CRM’i yerle bir etmiş arkadaşlarımız da mevcut. Bu arkadaşımızın bu hareketinden sonra firma ile ilişkisinin kesilmiş olduğunu söylüyorlar.
Pilotaj bölümü açan vakıf ünversitelerimize sayısal puanla öğrenci alındıktan sonra test uçuşunda bu bölümü kazanan arkadaşların bu işe ne derece uygun olduğu da deneyimlenmiş olaylardandır. Bu arkadaşlarda başka bölümlere geçmek zorunda kaldılar…
KISSADAN HİSSE “GARANTİLİ” DEMENN GARANTİSİ VAR MI?
Bunlar gibi daha birçok örnek vermek mümkündür. Kıssadan hisse arkadaşlar iş garantili pilotaj kursu cümlesi, pazarlama taktiğinden başka birşey değildir. Bu işe girerken tek garantinin kendiniz olduğunuzu unutmayın. Siz eğer derslerinizi başarıyla bitirirseniz, uçuşa yeteneğiniz var ise, sağlık muayeneleriniz normal rutin de sorunsuz devam edebiliyorsa, iletişim beceriniz gelişmiş ise, kendinizi iş bulma konusunda belli bir firma ya da coğrafi bölgede sınırlandırmıyor iseniz ve son olarak kendinizi sektörel gelişmeler ve yabancı diller konusunda sürekli gelişime, güncellemeye açık tutuyorsanız. İş bulamamanız için hiçbir sebep yoktur.
UNUTMAYIN TEK GARANTİNİZ KENDİNİZSİNİZ…
Not: Olaylar ve yaşayan kişiler, kurumlar tamamen gerçektir. Fakat özlük hakları açısından hiçbir kurum ve kişinin isimi ifşa edilmemiştir.
İrfan Ozan Ongun KİMDİR?
1982 yılında İstanbul’da doğdum. Emekli gazeteci anne ve babanın iki çocuğundan birisiyim. İlk maket uçağımı dört yaşımda babamla birlikte yaptım. 1999 yılında THK Planör Başlangıç Kursu’na giderek uçuş hayatıma başlamış oldum. 2003 yılında planör pilot lisansımı aldım.
2005 yılında arkadaşlarımla birlikte Türkiye Havacılık Tarihinin ilk planör ihtisas kulübünü kurduk. Ve ilk iki dönem başkanlığını üstlendim. 2007 yılında tepeden kalkış mantığını anlamak için THK Bolu bölgesel yamaç paraşütü başlangıç kursuna katıldım. 2007- 2008 yıllarında THK’nın planörcülüğü ülkeye yayma çalışması kapsamında seçtiği beş pilottan biri olarak öğretmen ve yarışmacı pilot eğitimi için ileri tekamül kursuna gittim.
2011 haziranda özel bir uçuş okulunda havayolları pilot lisansı eğitimine başladım. Şu anda bu eğitimim devam ediyor.