Havacılığın esaslarından birisi eğitimdir. Sadece uçuş eğitimi değil, kişilik eğitimi de havacılığın içeriğinde vardır. Havacılık öğretisi içerisinde, iyilik, yardımseverlik, çevreye ve topluma faydalı olma, daha iyiye ve ileriye doğru götürme içgüdüsü ve eğilimlerini de taşır. Havacı insan toplum içerisinde örnek insandır.
Bir ortama girdiğiniz de ne işle meşgulsünüz dediğiniz de havacıyım, pilotum, hava trafik kontrolörüyüm ya da uçak teknisyeniyim dediğiniz zaman tüm bakışlar üzerinize çevrilir. Bunu yaşayanlarınız çok iyi bilirler…
Ben bu eğitimi on altı yaşımda Türk Hava Kurumu İnönü Eğitim Kampı’na girdiğim yıl almaya başladım diye düşünüyordum. Fakat öncesine baktığımda aslında bu eğitimin başlamasının ilkokuluma kadar gittiğini gördüm. Acaba herkes bizim kadar şanslı mı? Ülkemizin dört bir yanındaki kardeşlerimiz, büyük şehirlerde yaşayan bizler gibi eğitim alabiliyorlar mı? Peki, onlar için ne yapabiliriz? Bu hafta size, yeni havacılar yetişmesine altyapı sağlayabilecek güzel bir projeden bahsedeceğim.
EĞİTİM SÜRECİ
Yaklaşık üç aydır Kokpit.aero ailesinde köşe yazıları yazıyorum. Yazılarımı takip edenleriniz ya da beni şahsen tanıyanlarınız şu sıralarda amatör olarak yaptığım havacılık ve pilotluktan, profesyonel hayata geçmek için hava yolları pilot lisansı eğitimi aldığımı biliyorlardır.
Bu süreci bilmeyenler için biraz kısaca anlatayım. Hayatınızın yaklaşık iki yılını yok eder. Sosyal yaşantınız yok denecek kadar azalır. Sadece derslerinize, uçuşlarınıza ve sınavlarınıza çalışmanız gerekmektedir. Başka şeylere ayıracak vakit pek bulamazsınız. Her ticari pilot adayı, ancak haftada bir gününü sosyal faaliyetlere ayırabilir.
KOŞMAK BENİM İÇİN BİR ALIŞKANLIK
Ben yıllardan beri çok sıkıldığımda, sinirlendiğimde dışarı çıkar ve koşarım. Bu, İnönü’de edindiğim bir alışkanlık. Bu şekilde sıkıntılarım ve varsa yüklendiğim sinir ile baş edebiliyorum. Kimseyi kırmadan, üzmeden kendi içimde çözebiliyorum.
Bu yıl başarısız geçen ATPL sınavlarım sonrasında çok fazla sıkıldığım için tekrardan koşmaya başladım. Bir arkadaşım “Madem koşuyorsun, neden İstanbul Maratonu’na katılmıyorsun? ” diye sordu. Maratonu araştırırken havacı kimliğimle örtüşen müthiş bir oluşum keşfettim: Adım Adım…
ADIM ADIM
Adım Adım, yurtdışında ‘charity run’ olarak bilinen kolektif yardımseverlik koşusunu Türkiye’de tanıtmak ve yaygınlaştırmak için kurulan ilk sivil toplum oluşumu ve başta uzun mesafe koşuları olmak üzere yüzme, bisiklet, dağcılık gibi dayanıklılık gerektiren sporlar aracılığıyla ülkemizin önemli sosyal sorumluluk projelerine maddi kaynak ve tanıtım desteği sağlıyorlar. Hemen, web sitelerinden üye olarak, içlerinde yer almak istediğimi bildirdim.
YARDIMLAR VAN’A UÇUYOR
Bu yıl desteklenen projelerden birisi de Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) yine aynı şekilde koşarak toplanan yardımlar ile Van Erciş’te yapılan okulunun 10 yıllık giderlerini karşılamaktı. Benim gibi eğitim ve öğrenim görmeleri düşüncesi, Van’dan belki de geleceğin havacılarının, pilotlarının yetişmesine yardımcı olabileceğim düşüncesi beni bu projeyi desteklemeye itti. Hem de bunun için ekstra bir şey de yapmayacaktım. Her zamanki derslerimi çalışmaya devam edecek haftada bir ya da iki kez çıktığım koşu antrenmanlarıma devam edecektim. Tüm yapmam gereken çevremdekilere bu güzel proje için bu yıl otuz beşincisi düzenlenen eski adıyla AVRASYA yeni adıyla İstanbul Maratonu’nda koşacağımı bildiren e-postalar göndermek ve bağışlarıyla bu güzel projeyi desteklemelerini istemekti. Ben de öyle yaptım. İlk defa böyle bir koşuya katıldığım için maratonun en az mesafeli olan parkuru 10 kilometre parkuruna kayıt oldum.
MARATON GÜNÜ
Maraton günü tüm Adım Adım ailesi köprünün önünde başlangıç çizgisinde yer aldığımızda herkesin gözü başlangıç çizgisindeyken benim gözüm üzerimizde uçan helikopterlerdeydi. Belki de bundan yirmi – otuz yıl sonra bizim koşularımız ile desteklediğimiz ve okumalarına katkıda bulunduğumuz çocuklar o helikopterler ile bu kez bizleri havadan görüntüleyeceklerdi.
Sadece TEGV için de koşmuyorduk. Bizimle birlikte tekerlekli sandalyeleriyle katılan Türkiye Omur İlik Felçlileri Derneği üyelerinin sandalyelerini iten koşucu arkadaşlarımız, TEMA koşucuları, Toplum Gönüllüleri koşucuları, Buğday Derneği koşucuları, Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) koşucuları, AKUT koşucuları, Korumaya Muhtaç Çocuklar Derneği koşucuları vardı. İşte bu muhteşem yardımseverlik ve dayanışma çerçevesinde koşmaya başladım.
JAPON KAMİKAZE!
Boğaz köprüsünü geçerken bizi çeken helikopterlere bakıp, pilotların desteklediğimiz çocuklardan çıkacağı hayalini kurmak, bana fazladan güç sağlıyordu. Parkur boyunca insanlar, koşucular birbirlerine destek oluyor, yorulanlara moral sözleri söylüyorlardı. İstanbulluların daha az seyirci olarak katıldığı yarışta, yurtdışından daha fazla seyirci vardı. Hatta Japon kamikaze pilotlarının taktığı bandana ile koşan Hito isminde bir Japon bile bizimle birlikte koşuyordu.
Yorulup yürümeye başladığı sırada yanından geçerken kamikaze diye seslenince oldukça güldü ve tekrar koşmaya başladı. O an uçmuyordum ama havacılık ruhunu yaşıyordum. Müthiş bir dayanışma, yardımseverlik ortamı vardı. Ne alakası var diyenleriniz olacaktır. Planör ile uçmak belki bireysel bir iştir. Fakat yerde planörün kalkış alanına getirilmesi, kalkış esnasında kanadınızın tutulması, birinin sizi çekecek olan halatı planörünüze bağlaması gerekiyor. Bunlar hep dayanışma ve yardımseverlik ile yapılan işlerdir. Havacılık öğretisinin temeli, bu iki prensiptir. Bizler İnönü’de bu şekilde eğitildik.
Yarış bitiminde hepimizde müthiş bir mutluluk vardı. Eve döndüğüm zaman e-posta kutumda projeyi destekleyeceklerini açıklayan yazılar görmek beni daha da mutlu etti.
HAVADA KOŞANLAR
Adım Adım’ın yüzücülerden oluşan, suda koşanlar isimli bir grubu var. Belki de birkaç yıl içerisinde sportif havacılardan oluşan, havada koşanlar grubu da olur ne dersiniz? Havacılığın gelişmesini istiyorsak havacılık ile uğraşan insanlar olarak çevremize örnek olmalıyız. Bunu da en iyi şekilde yapmanın yollarından birisi bu tip sosyal sorumluluk projelerine katılmak ve destek vermek diye düşünüyorum.
DAHA İYİ BİR TOPLUM İÇİN
Proje destekleri devam ediyor. Adım Adım’a isterseniz www.adimadim.org sitesinden üye olabilir ve sizler de bizler gibi hem sporunuzu yapıp hem de çevrenize yardım edebilirsiniz. Sizlerin huzurunda teşekkür etmek istediğim birkaç kişi de var. Adım Adım kurucularından Itır Erhart ve Renay Onur’a; bitmek bilmeyen enerjisi ile sürekli bizlere moral veren Tanyar Ablak’a; TEGV proje sorumluları Gülsevim Kahraman ve Dilek Doğan ile bizlere her hafta yılmadan ve bıkmadan antrenman yaptıran Memnune Bozoğlu’na teşekkür ederim. Onlar ve Adım Adım ailesi sayesinde toplumumuz 2006 yılından bu yana adım adım daha iyiye gidiyor.
Ben bu yıl TEGV Van Erciş’te bulunan okul için koştum. Bağış toplama kampanyası 2 Aralık tarihine kadar devam ediyor. Bağışlarınız ile projeyi desteklemek isterseniz:
Gönderi Açıklaması: ”AA, IOONGUN, Kendi Adınız Soyadınız veya Şirket Adı”
Kredi Kartı ile: http://sp.tegv.org/
Pay Pal ile : http://sp.tegv.org/adimadim.htm
Havale ve EFT için TEGV Banka Hesap Numaraları:
Banka Adı : Yapı Kredi Bankası (TL)
Alıcı Adı : Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı
Şube : Beyoğlu Özel Bankacılık Merkezi (Şube Kodu:410)
Hesap No :1000000
IBAN : TR74 0006 7010 0000 0001 0000 00
Açıklama kısmını doğru ve eksiksiz yazmanız çok önemli çünkü bağış sertifikalarınız bu bilgilere göre düzenlenecek.
Haftaya görüşmek üzere…
Soru, görüş ve önerileriniz için, Twitter ve İnstagram‘dan bana ulaşabilirsiniz.
E:posta: info@irfanozanongun.com
Kaynak: http://www.kokpit.aero/index.php?route=article/article&writer=18&article_id=5036