Geçen hafta biraz da provakatif bir başlık atarak siz değerli havacılık meraklılarına amatör, sportif havacılıktan gelen birisinin uçuş okullarında kendi deneyimlerim üzerinden ne gibi artıları ve eksileri olduğunu anlatmıştım. Fakat yazı yayınlandıktan sonra sosyal medyada ve bana gelen okuyucu e-postalarında yazının içeriğinden çok başlığı tartışılıyordu. Bu hafta dünyadaki örnekleri üzerinden bu konuyu farklı yönlerden ve disiplinlerden ele almaya karar verdik.
SANAL HAVACILAR VE PROFESYONEL PİLOTLAR
Yıllardan beri her sana havacının, havacılığa meraklı ve kendisini uçaklar konusunda araştırmaya, okumaya adamış her bireyin aklında olan şeydir; pilot ölürse kumandaları devir alıp uçağı indirebilir miyim?
Sanal havacılığın ilerlemesiyle ve insanların artık evlerine ya da işyerlerine neredeyse istedikleri uçak tipinin birebir aynısını kurabilmesini sağlayan gelişmeler ile birlikte sanal havacı arkadaşlar bu tartışmalarda ‘Tabii ki indiririm’ diyen taraftalar. Bunun yanında hali hazırda havayollarında, kargo firmalarında, iş jetlerinde uçan kaptan pilotlar ve ikinci pilotlar da olaya tam aksi taraftan yaklaşarak ‘Davulun sesi uzaktan hoş gelir. Sanal uçmak ile o anda havada gelişen olaylar çerçevesinde uçakta yolcu ya da yükü sorumluluğunun yarattığı stres altında uçağı uçurmak aynı değildir’ diyorlar.
Bu iki tarafın haricinde bir de gözden kaçan başka bir taraf var. Uçuş okulu öğrencileri! Benim de dâhil olduğum bu grup daha tip eğitimi almadan önceki süreçte okullarımız da hep bu tartışmaları yapmışızdır. Uçak yolculuğu sırasında pilotlara ya da pilotlardan birisine bir şey olsa kokpite gidip olayı kontrol altına alabilir miyiz? Tabii bizlerin cephesinde de farklı görüşler var.
Bu yazıyı yazmaya karar verdiğim zaman hemen uçuş okulumdan sevgili arkadaşım Berkan Alptekin’e konudan bahsettim. İnternette araştırıp dünyada ne gibi örnekler var diye incelemeye başladık. Kendisine sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. Şimdi örneklere geçelim ve bunun olup olmayacağı sorusunun cevabını arayalım.
YOLCU UÇAĞINDA ÖLEN PİLOTUN YERİNE GEÇİYOR!
Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan Doug White ve ailesi kardeşinin cenazesinden yaşadığı yer olan Louisiana’ ya dönmek için hava taksi firmasından Beechcraft King Air 200 tipi çift motorlu uçak ve pilot kiralıyorlar. Fakat kalkıştan on dakika sonra pilot bilincini kaybediyor. Bu sırada uçak tırmanışa devam etmeye ayarlı şekilde otomatik pilotta uçuyor. White telsizden kontrol kulesine haber veriyor. Raporlara göre White’ ın özel pilot lisansı var ama daha önce hiç bu büyüklükte bir uçakta uçuş deneyimi yok. White kuleye “ yardıma ihtiyacım var. Bir King Air pilotu ile konuşmam gerekiyor. Başımız dertte ” diyor. Bu arada telsiz kayıtlarında White’ ın uçakta bulunan eşi ve iki kızının dua etme sesleri duyuluyor. White’ ın 1990 yılında aldığı özel pilot lisansından bu olaya kadar hiç uçuşu yok. Uçuş eğitimini ise Cessna 172 tipi uçakta almış. White üç hava trafik kontrolörü ve kuleye çağırılan bir King Air 200 öğretmen pilotu tarafından yönlendirmeler yapılarak 15- 20 dakika havada tutuluyor. Bu sırada öğretmen pilot White uçağın kontrollerine alışması için komutlar veriyor ve uçağın durumunu kontrol ediyorlar. Daha sonra yine yönlendirmeler ile uluslar arası Florida Southwest havaalanına güzel bir inişle bu olay sona eriyor.
KABİN MEMURU İKİNCİ PİLOTUN KOLTUĞUNA GEÇİYOR!
Amerikan Havayollarına ait Boeing 767 tip uçağı San Francisco’ dan Chicago’ ya giderken uçağın ikinci pilotu bir anda midesinden rahatsızlanıyor. Yaklaşık iki saat sonra uçağı uçuramayacak noktaya geldiğinde kaptan pilot, kabin amirinden uçakta yolcu listesinden uçağı uçurmaya yardım edebilecek bir pilotun olup olmadığına bakmasını istiyor. 61 yaşındaki kabin memuru ve aynı zamanda liseden hemen sonra uçuşlara başlayarak ticari uçuş lisansına sahip olan Patti DeLuna gönüllü olarak kokpite geliyor. İkinci pilot koltuğuna oturuyor. DeLuna “ Ben aslında bir şey yapmadım. İkinci pilot koltuğuna oturarak kaptan pilota acil durumda yapması gerekenler için asistanlık yaptım. Aslında başka bir kabin memurunun da pilot lisansı vardı ama onun deneyimi benden daha az olduğundan kokpite ben geçtim. Kokpite girip çıktığımız için ve meraklı da olduğumdan bir çok şeyin yerini biliyordum. Fakat bu sefer pilota ilk sorduğum soru “Frenler Nerede? oldu.” diyor. 32 yıllım kabin memuru olan DeLuna 1970 yılında ticari pilot lisansı almış. Cessna tipi uçaklarda üçyüz saat kadar uçuş deneyimi var. Fakat olayın gerçekleştiği zamana kadar olan yirmi yıllık sürede hiç uçak uçurmamıştı. Kendisinin de yardımlarıyla uçakta bulunan 225 yolcu ve 7 kabin görevlisi O’Hare havaalanına güvenli bir şekilde iniş yapıyorlar.
DÜNYA’ DAN KISA KISA BAŞKA ÖRNEKLER!
Haziran 1985’ de hiç uçuş deneyimi ya da lisansı olmayan bir yolcu Lansing, Michigan’ da uçuşun ortasında kalp krizi geçiren Cessna tipi uçağın kumandalarını devir alıp güvenli bir şekilde iniş yapıyor.
Şubat 2002’ de sadece 48 saat uçuş deneyimi olan bir uçuş okulu öğrencisi kadın yolcusu olduğu çift motorlu Cessna tipi uçağın pilotu insülin şokuna girip uçağı kontrol edemez hale geldiğinde kontrolleri devir alıp aşağıdan hiçbir yardım almadan en yakındaki meydana uçağı indirerek kendisi de dahil uçaktaki herkesin hayatını kurtarıyor.
Nisan 2012’ de pilot olan eşiyle birlikte Wisconsin’ de uçuş yapan 80 yaşındaki Helen Collins’ in eşi uçuş sırasında fenalaşıyor. Hiç deneyimi olmayan Helen kule irtibata geçerek onların yönlendirmeleriyle uçağı sağ salim indiriyor. Yapılan müdahalelere rağmen eşi hayatını kaybediyor.
Ekim 2008’ de Air Canada’ ya ait Boeing 767 tipi uçağın ikinci pilotu uçuş sırasında ağır sinir krizi geçirince zor kullanılarak zapt edilip kokpitten çıkartılıyor. Uçakta da başka pilot olmadığı için uçuş deneyimi olan kabin görevlilerinden birisi ikinci pilotun koltuğuna oturuyor. Shannon, İrlanda’ ya zorunlu iniş yapılıyor.
2012 Ekim’ de Lufthansa’ ya ait Boeing 747 Newyork’ tan Frankfurt’ a uçuş yaparken ikinci pilot ağız migren krizi geçirince yolcular arasındaki izinde olan Boeing 767 pilotu ikinci pilotun yerine geçiyor. Dublin’ e plansız için yapılıyor. İkinci pilot hastaneye kaldırılıyor.
MYTHBUSTERS DENEDİ OLMADI!
Programın 2007 yılındaki bölümlerinden birisinden bu tartışmayı konu alan yapımcılar NASA’ nın tesislerinde simülatörde hiç deneyimi olmayan kişileri test ederek bunun olup olamayacağını test ettiler. Yönlendirme yapılarak ve yapılmadan iki şekilde de denemeye tutulan denekler uçakları ölümcül kırımlar gerçekleştirerek indirdiler.
OTOMATİK İNİŞ!
Günümüz de teknolojinin de ilerlemesi ile bir çok yolcu uçağında otomatik pilotlar iniş de yapabiliyorlar. Fakat bunun için sadece uçağın değil aletli iniş yapılacak olan meydanın da buna uygun donanımda olması gerekiyor. Bu sistemler tüm şartlar uygun olduğundan dikeyde 2 feet yatayda ise 13 feet mesafeye kadar hassasiyetler çalışıyor.
BİRAZ CESARET, BİRAZ DELİLİK
Tüm bu örnekler ışığında bunun aslında yapılabilirliğinin olduğunu fakat mutlaka yönlendirmeye ihtiyaç olduğunu söylemek sanıyorum yanlış olmaz. Zor şartlar altında insanoğlunun neleri başarabildiğini tarihten yüzlerce örnekle ispatlayabiliriz. Tabii yolcuların, yükün ve ekip arkadaşlarının da hayatları bir yana uçurmaya cesaret edip kokpitine oturduğunuz zaman sadece uçak içindeki değil üzerinde uçtuğunuz coğrafyanın insanlarının da hayatları sizlerin ellerinde oluyor. Bunu da unutmamak lazım. Bir uçağın ne gibi yıkımlara yol açtığını on bir eylül saldırılarında tüm dünya gördü. Umuyoruz ki böyle bir durumla karşılaşmazsınız fakat karşılaşırsanız lütfen bu yazıyı hatırlayıp ne gibi sorumluluklar üstlendiğiniz de unutmayın. Yapılamaz diye de düşünmeyin. Biraz cesaret, biraz delilik ve biraz da şans ile yukarıda ki örneklerde de gördüğünüz gibi yapılabiliyor.